20 Temmuz 2013 Cumartesi

ALİ İLE RAMAZAN

Merhaba arkadaşlar ilk kez bir kitabın yorumunu yapacağım. Beğendiğim bir kitaptı Ali ile Ramazan. Perihan  Mağden' in 3. sayfa haberinden yazdığı bir kitap, uzun değil bir çırpıda bitirilir öyle duygular saklı ki içinde...
  
Ali, Ramazan için vardı Ramazan da Ali için. Onlar birbirini tamamlayan parçalardı. Yıl 80' ler yer bir yetimhane onların aşkı o kadar büyüktü ki çocukluklarından beri birbirleri olmadan yapamıyorlardı. 

O kadar çok anlatmak istemiyorum okuma isteğiniz kaçar diye. Size kitaptan bir kaç kesit sunmak isterim.

Ali, Ramazan'ın hayatındaki tek temizlik ihtimali.
Tek berraklık, güzellik, iyilik çemberi.
Hayatındaki.
Gırtlağına kadar pisliğe gömülse Ramazan, boka bulansa; gözlerinin önünde Ali'yi canlandırarak, Ali'ye aşkını, Ali'nin ona aşkını; hâlâ temiz olduğunu, olabileceğini, kalabileceğini hayal edebilir.
"Sen benim hayatımdaki tek temiz şeysin Ali," diyor telefonda bir cumartesi.


Toplumun ittiği, itelediği iki genç erkek... Yoksulluk ve İstanbul onları tüketirken, kendine gazetelerin üçüncü sayfasından başka gidecek yer bulamayan derin bir aşk!..


Evet onlar eşcinseller,  gay ler bu neyi değiştirir? Önünde duramıyor hiç bir şey bu koca aşkın. Toplum tarafından ne kadar atılsa da bu aşk asla eskimiyor. Utanmıyorlar hiç bir zaman zaten utanacak ne var ki? Aşk bu işte ne erkek tanır nede kız o sadece kalbinin çarptığı kişiyi tanır başka bir hiç kimseyi tanımaz. Hayat o varken güzeldir ama o gidince ... Ahlaklı yapmak için yok sayan, hasta sayan, kendine benzetmeye çalışan zihniyetin. Birilerini yalnızca ermeni, yalnızca kürt olduğu için yok etmek isteyen zihniyetten bir farkı var mı diye soruyor insan?

Bu kitaptan anladığım en büyük şey 'Aşkın cinsiyet tanımadığıdır.'
    
                                                                              -OKUMANIZ ŞİDDETLE TAVSİYE EDİLİR!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder