Ruhumun sarışınlığı esmerleşiyor. Pişip kendi yağında kavruluyor. Nerede o parmak doladığım saçlar, hangi kahpenin omuzlarını süpürüyor. Bıyığının kokusunu üst dudağımda hissettiğim ağızlar niye o kadar kirli?
İnançsız bir varlığın kendi içindeki sevginin dünyayı karartacağına bel bağlaması o kadar aciz ki dünyanın sadece kendi içi olduğunu sanıyor. Nefeslerde sıkışan dumanlar yutağa kördüğüm örüyor. Aynasız ruhlar her gün bir atasına benziyor. Burundan akan soğuk sümüğü mü yoksacığıma göz nemlenmesi sonucu mu?
Kirpik sıcaklıklarının bu denli yüz yakmasını hissedebilmek her yiğidin harcı değil. Dudaklarını yerken kan tadını alan delikanlı olmak her yiğidin harcı değil. Midesindeki kelebek ordusunun zehrini akciğerinin derinliklerinde hissetmek ise hiç kolay değil. Peynirimsi ten ışıltısını kimlere parlatıyor acaba ?
Uzak içler yakın geleceklere kampçı atarak nasır tuttururken benim yapabildiğim sadece tüttürmek. İyi sabahlar kuş cıvıltısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder