3 Mayıs 2015 Pazar

Kadın Erkek Etiketi


Kadın Erkek Etiketi

Ardı arkası kesilmeyen, milletin kafasındaki kalıpları biraz ele almak istedim bu yazımda. Biz ki LGBTİ bireyleri bir çok kalıbı yıkmamıza rağmen hala o kalıpların içine mahkum edildiğimiz kaçınılmaz. Bize öğretilenlerle yaşıyoruz ne kadar karşı çıksakta. Büyütüldüğümüz gibi varız. Çoğumuz kafasındaki bu kalıpları rafa kaldırmıştır bir daha kullanmamak üzere.

Kalıp kalıp diyorum da ne bu kalıplar? Kalıplar, bizim haberimiz olmadan şeklini aldığımız düşünceler kısaca normlar. Hem görünüş olarak hem düşünce yapısı olarak. Benim karşılaştığım bu kalıplardan çıkamamış çok insan var onlardan örnek vererek daha iyi anlatacağım. Misal "Onur yürüyüşüne niye o kadar makyajla canavar gibi katılıyorlar? İnsanlar bizden ürkmekte ve bizi dışlamakta haklılar. Tamam farklıyız ama o kadar değil. Erkeksen erkek gibi olacaksın, niye topuklu ayakkabı giyiyorsun ki?" diyor eşcinsel bir arkadaşım. Erkek ne ki? Erkek ne yapar? Bir giyinme şekli var mıdır? Yahut önündeki çüküyle mi erkek o? işte bu heteronormativenin getirisi. Erkek kundura giyince daha bir erkek oluyor, hele smokini giydi mi heyt vay onu durdurana. Farklı olan her zaman dışlanmıştır. Bu bizim aramızda dahi oluyor. Nasıl ki heteroseksüel olup biz eşcinselleri aralarından dışlayan varsa eşcinsellerin aralarında bile transfobik yahut homofobik olan bile var.

Biz ki onur yürüyüşünde kendimiz olabiliyoruz.Kimseye hesap vermeden buraya bu kılıkla gelinir mi demeden. Biz farklıyı gözler önüne koyuyoruz. Aslında o farkın gayette normal olduğunu gösteriyoruz o bir haftalık süreçte. Kimseyi umursamadan pullu, taşlı veya renkli şeyleri giyebiliyoruz. Topuklu ayakkabılarla yürüyebildiğimiz sayılı yerlerden birisi. Hele ki makyaj, onur yürüyüşünde yaptığım makyajı şimdi yapıp sokağa çıksam on adım atamadan eve geri kaçarım. Niye? çünkü onların kafalarındaki normlara uymaya zorlanıyorum.  

İlk önce kafalarımızın içindeki normlardan kurtulalım ardını zaten toplum tutar. Biz ne kadar toplumdan ötekileştirilsekte aslında toplumun göbeğinde olan insanlarız. Bir kadın olmak illa ki vajinaya ya da erkek olmak içinde penise gerek yok. Erkek hissediyorsan ister ki 40 beden südyen kullan sen erkeksindir. George Sand 19, yüzyılın ortalarında pantolonu denemeseydi bu gün pantolon giyen bir kadını ayıplanacaktı belkide, tıpkı günümüzde bir erkeğin topuklu ayakkabı giymesi gibi. Basit örneklerle devam ediyorum, bir erkeğin küpe takması bu topraklarda eskisi kadar yadırganmıyor.

Asıl soruya gelelim. Erkek veya kadın nedir? Erkek, sert olan, asla kırıtıp kıvırtmayan, kahkaha yerine küçük bir tebessümle yetinen, sakallı bıyıklı, saçları kısa, küçüklüğünden beri mavi renge aşılanan. Tüm bu normlara karşı çıkıyorum. Asla öyle bir erkek olmadım. Kıllardan nefret ederim, karşımdaki kim olursa olsun sert olmam imkansız, bazen kıvırtabiliyorum farkında olmadan, duygularımı tam gaz yaşayan biriyim gayet de kahkaha atabilirim, sakalım da yok bıyığım da, uzun saçlı erkekler çok tatlı misal ve en sevdiğim renk ise pembe hemde toz olanı. Ne yani tüm bunlar bende yoksa ben erkek değil miyim? Bunlar mı erkekliği oluşturuyor? 

Bu soruların ardı arkası kesilmiyor. Kafanızdaki normlardan kurtulmak için soru işaretleri yolumuzu bulmamıza en büyük yardımcı. Soruların cevabını bulurken kendimiz başta olmak üzere dürüst ve açık olmalıyız. Ben erkeğim ya da kadınım diye kendinizi sınırlamanıza gerekte yok. Bir etiket kondurmadan da yaşanılıyor hem de daha güzel. Nasıl rahat ediyorsanız öyle olun. İster toplumun gözündeki kadın isterse erkek ya da ikisi ya da hiç biri. Sen nasıl mutluysan öyle ol.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder